Türkiye`nin ilk Kişisel Modern Sanat Müzesi olan DOĞANÇAY MÜZESİ, kapılarını sanatseverlere Ekim 2004 itibariyle açtı. Müze, İstanbul`un kültür ve sanat merkezi olan Beyoğlu`ndaki 150 yıllık 5 katlı bir tarihi bina içinde yer alıyor. 1999`da Burhan Doğançay tarafından satın alındığında harap halde olan bina, dört yıl süren yenileme çalışmalarından sonra eski görkemine kavuştu. İç mekanı müze standartlarına uygun şekilde dizayn edilen müzede, sanatçının babası Adil Doğançay`a ayrılmış katın dışında müzenin kurucusu ve Türkiye`nin önde gelen sanatçısı Burhan Doğançay`a ait eserler sergilenmektedir.
ADİL DOĞANÇAY; 1900 yılında doğan Adil Doğançay, Türk ordusunda harita subayı olmasının yanı sıra iyi bir ressamdı. Genellikle izlenimci tarzda çalıştığı eserleri, hayatının çoğu zamanını doğada geçirmesi sebebiyle kır ve deniz manzaralarıdır. Müzede sergilenen eserlerinin çoğu 1940 ile öldüğü yıl olan 1990 yılları arasında yapılmıştır.
BURHAN DOĞANÇAY; sanat eğitimini ilk olarak babasından ve tanınmış ressam Arif Kaptan`dan aldı. İyi çizimin önemini küçük yaşlarda kavramıştı. 1950`li yılların başlarında öğrenci olarak Paris`e giden Doğançay, bu yıllarının önemli bir bölümünü Paris Académie de la Grande Chaumière’de sanat okuyarak geçirdi. Bir yandan da, Paris Üniversitesi`nde daha sonra doktora diploması aldığı hukuk ve ekonomi okuyordu. Bu dönemde düzenli olarak resim yaptı ve bir kaç karma sergiye katıldı. Türkiye`ye dönüşünden kısa süre sonra Ankara Sanat Sevenler Kulübü`nde babasıyla "baba-oğul" sergileri açtı. Doğançay, 1962`de devlet görevi nedeniyle New York`a gitti. Kısa süren memuriyet hizmetinden sonra 1964`de kendisini tamamen sanata adamaya ve New York`ta kalmaya karar verdi. Bundan 40 yıl kadar sonra doğduğu kent İstanbul`a dönmesi ve kendi müzesini açması hayatında yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Burhan Doğançay, büyülendiği kent duvarlarının etkisini yansıttığı eserleriyle tanınır. 40 yılı aşan bir süre içinde yaptığı resimler, grafikler, Aubusson duvar halıları, heykelleri ve fotoğraflarında 114 ülkeye yaptığı yolculuklarının izlerini görmek mümkündür. Kent duvarlarının Doğançay için özel bir anlamı vardır; toplumsal, siyasal ve ekonomik değişimde yansıyan zamanın geçtiğini gösterirler. Ayrıca, hava koşullarının saldırılarına ve insanların bıraktığı izlere de tanıklık ederler. Doğançay`a göre kent duvarlarını insan deneyimi için anıt yapan budur.
Doğançay Müzesi, halen teşhirde olan 150`den fazla eserle, erken figüratif yapıtlarından duvar esinli yapıtlarına kadar, Doğançay`ın eserlerinin evrimini çarpıcı bir görsel araştırmayla sunuyor bizlere.